Parçacık çarpıştırmaya ‘dev’ adım
Mıknatıs, Fransa-İsviçre sınırının 100 metre altından geçen 27 kilometre uzunluğundaki tünele yerleştiriliyor. |
Dünyanın en büyük süper iletken mıknatısı, yer altına indirildi. Mıknatıs, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’in yeraltı laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı ile parçacık çarpıştırma deneyi yapılmasını sağlayacak. |
Yaklaşık iki bin tonluk devasa mıknatıs, Fransa-İsviçre sınırının 100 metre altından geçen, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’e ait 27 kilometre uzunluğundaki tünele yerleştirildi.
İşlemin teknik koordinatörü Austin Ball, 16 metre yüksekliğinde, 17 metre genişliğinde ve 13 metre boyundaki mıknatısın, yer altında 15 parçayla daha birleştirileceğini söyledi.
AMAÇ EVRENİN İLK ZAMANLARINI ANLAMAK
Mıknatıs, CERN’in yeraltı laboratuvarındaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC ile parçacık çarpıştırma deneyi yapılmasını sağlayacak. Deneyin temel amacı, maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı LHC isimli parçacık hızlandırıcısında, atom çekirdeğindeki protonlar çok yüksek enerjiyle çarpıştırılacak. Şimdiye kadar inşa edilen en büyük ve en yüksek enerjili parçacık hızlandırıcısı olan LHC’deki çarpışma sonucunda ortaya çıkacak parçacıkların evrenin işleyişindeki rolleri incelenecek.
LHC’de protonlar, tünelin çevresine de yerleştirilen süper iletken mıknatıs parçaları tarafından yönlendirilecek. Böylece zıt yönlerde dönen iki proton ışını üretilecek. Bilim dünyası, çarpışmalar sonunda şimdiye kadar keşfedilmemiş yeni parçacıkların açığa çıkmasını bekliyor.
Deney, evrenin başlangıcını oluşturan Büyük Patlama-Big Bang’den sonra ortaya çıkan büyük enerji yoğunluğunu tekrar yaratarak, parçacıkların yine ortaya çıkmasını sağlayacak. Böylece fizik modellerinin temelini oluşturan ve parçacıklara kütle özelliğini veren ‘Higgs’ parçacığı da tekrar ortaya çıkarılıp gözlemlenebilecek.
CERN, 12 Avrupa ülkesi tarafından 1954 yılında kurulan ilk parçacık araştırma laboratuvarı.
CERN’in LHC sitesi için tıklayın
3,5 Milyar Km Ötede Çekilen Fotolar
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Cassini uzay aracının yeni açılardan çektiği Satürn ve halkalarının fotoğraflarını yayınladı. İşte o Muhteşem Fotoğraflar
NASA'nın web sitesinde yayınlanan yeni fotoğraflar, Cassini tarafından Satürn gezegeninin üzerinde ve altındaki açılardan son iki ay içinde çekildi.
ABD'nin Colorado eyaletindeki Boulder'da bulunan Uzay Araştırmaları Enstitüsü'nden Cassini uzay aracının optik cihazlarından sorumlu bilim kadını Carolyn Porco, ''İşte yıllardır beklediğimiz görüntüler'' dedi.
Porco, ''Satürn'ün çok üzerinde dolaşmak ve dev bir bakır madalyon gibi görünen halkalarını en aşağıdan görmek, tamamen yeni bir dünyayı keşfetmek izlenimi uyandırıyor... Nefes kesici'' diye konuştu.
NASA'nın yayınladığı görüntülerde, siyah-beyaz ve renkli fotoğrafların yanı sıra Cassini'nin, gezegenin güneyinden kuzeyine doğru yönelirken halkalarını çektiği görüntüler de bulunuyor.
1997'de fırlatılan Cassini-Huygens, Satürn'ün keşfine yönelik ilk uzay programı. NASA tarafından yürütülen projede Cassini uydu modülü ABD, Huygens sondası Avrupa Uzay Ajansı tarafından üretildi.
7 yılda 3,5 milyar km yol katettikten sonra 1 Temmuz 2004'te Satürn'ün yörüngesine yerleşen Cassini uzay aracı, daha önce de Satürn ve halkaları ile Satürn'ün uydusu Titan'ın kuzey kutbundaki ''ABD'nin yarısı büyüklüğünde dev bir bulutu'' görüntülemişti.
İnsansız uzay uçuşlarında 3 milyar 400 milyon dolarla en büyük proje olan ve 1997'de fırlatılan Cassini-Huygens, adını, 350 yıl önce Titan'ı keşfeden Felemenkli gökbilimci Christiaan Huygens ile Satürn'ün halka aralığı ve 4 uydusunu belirleyen İtalyan asıllı Fransız gökbilimci Gian Domenico Cassini'den alıyor.
NASA'nın yeni yayınladığı fotoğraflar, şu web sitelerinden görülebilir:
''http://www.nasa.gov/cassini'', .
''http://saturn.jpl.nasa.gov'' .
''http://ciclops.org'' .
Koku Hafızayı Güçlendiriyor
Kokunun hafıza üzerinde olumlu etkisi tespit edildi. Science Dergisi’nin haberine göre hafızanızı güçlendirmek istiyorsanız, bir gül koklayın.
Almanya’daki Lübeck Üniversitesi bilim adamlarından Jan Born ve ekibi, uykunun hafızaya nasıl etki ettiğini bulmak için, deneklere bilgisayardan çift objeler ve kartlar gösterdiler.
Denekler sonra iki gruba ayrıldı ve birinci grup gül kokusu, ikinci grup ise hiçbir şey koklatılmadan uyutuldu. Deneklere uyku sırasında da koku koklatan uzmanlar, uyku sırasında beynin verdiği reaksiyonları MRI cihazıyla ölçtüler.
Deneye katılanların yüzde 97.2’si, bir gün sonra uyumadan önce kendilerine gösterilen kartların yerlerini hatırladılar. Gül kokusunu koklamadan uyuyanlarda ise bu oran yüzde 86’da kaldı. MRI taramalarında da uyku sırasında koku koklatılan deneklerin beyinlerinin hippocampus bölümünde aktivite tespit edildi.
ANTARTİKA'DA YENİ CANLILAR BULUNDU..
Güney Kutbu'nda küresel ısınma yüzünden eriyen buzulların altında şimdiye kadar bilinmeyen 19 canlı türü ortaya çıkarıldı. Ancak uzmanlar, bulunan türlerin tehlikede olduğunu bildirdi |
"KÜRESEL Deniz Yaşamı Sayımı" adlı proje kapsamında Güney Kutbu'nda, Belçika'nın üçte biri büyüklüğünde bir alanı tarayan bilim adamları, 1995 ve 2002'de çöken Larsen A-B buzullarının bulunduğu yerde, karanlık sularda binlerce yıl boyunca hayatta kalmayı başaran 19 canlı türünü keşfetti. Bu canlılar arasında hiçbir canlıya benzemeyen 10 santimmetre uzunluğundaki bir karides türü de bulunuyor. Araştırmacılar, bu canlının karides olarak mı tanımlanması gerektiğine henüz karar veremedi
ALMAN araştırma gemisi Polarstern ile bölgeyi tarayan 52 uzmanın başında bulunan Juliann Gutt, "Şimdiye kadar Antarktika'nın buz tabakasının altındaki yaşamı delikler açarak inceleyebiliyorduk. Şimdi, istediğimiz yerden örnek alabilecek eşsiz bir pozisyondayız" dedi. Ancak bir zamanlar dış dünyadan, üzerlerindeki buz tabakası sayesinde korunan bu canlıları şimdi penguen, balina ve foklara yem olma tehlikesi bekliyor.
0 yorum:
Yorum Gönder